TUSAŞ Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi Son yıllarda teknoloji ve bilim alanında büyük ilerlemeler kaydeden Türkiye, ülkenin ilk uydu merkezini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla resmi olarak açtı. Açılış töreninde Ankara Akıncılar’a gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ATAK helikopterleri tarafından karşılandı ve merkeze gitmek üzere yola çıktı.
TUSAŞ Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün artık TUSAŞ, havacılık alanında dünyanın en prestijli kuruluşlarından biri haline geldi. TUSAŞ, dünyanın en büyük 100 savunma sanayi şirketi arasında yer alarak ülkemizin gurur kaynağı haline geldi. Hedefimiz, bu listede en az 20 şirketle temsil edilmektir” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açılış törenindeki konuşmasından öne çıkan bazı noktalar şu şekildedir:
Bugün burada açılışını gerçekleştirdiğimiz uzay sistemleri entegrasyon ve gözlem merkezi, stratejik bir altyapıyı temsil ediyor. Bu tür tesisler, uzay çalışmaları alanında sınırlı sayıda ülkenin sahip olduğu kritik yapılar arasında bulunmaktadır. Türkiye’nin uzay çalışmaları konusundaki yetkinliği artık uluslararası düzeyde kabul görmüş durumda. TUSAŞ, bu merkezi işletecek ve uyduların fırlatma esnasında ve uzayda maruz kalacağı çeşitli etkilere yönelik testler burada gerçekleştirilebilecektir. GÖKTÜRK 1 uydusu da Fransa’dan getirilerek burada test edildi. GÖKTÜRK 3 uydusuyla ilgili çalışmalara da yakında başlanacak ve bu merkez diğer ülkelerin projelerine de destek sağlayabilecektir.
Bu tesis, Türkiye için uzaya atılan ilk adımın sembolü niteliğindedir. Ülke olarak uzay alanında önemli bir başarıya imza atılmıştır. Tarihsel olarak, savunma sanayi konusunda büyük bir birikime sahip bir milletiz. Bugünkü başarılarımızı bu perspektiften değerlendirmeliyiz. Kadırgalarla denizlerde, kara toplarıyla destanlar yazdık. İstanbul’un fethi gibi pek çok zaferde kendi ürettiğimiz silahlarla başarılar elde ettik. Birinci Dünya Savaşı’nda bu üstünlüğümüzü kaybettik, ancak Kurtuluş Savaşı’nda kendi silahlarımızla zafer kazandık.
TUSAŞ Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi, bağımsız bir Türkiye’den bahsetmek istiyorsak, kendi kendimize yetebilmeliyiz. Bu amaca yönelik adımları atmamız gerekmektedir. Dünyanın bir ucunda olanlarla biz de aynı insanlarız. Eğer başkaları yapabiliyorsa, biz de yapabiliriz. Engeller koymak yerine çözümler üretmeliyiz. İşte bu süreç başlamış durumda.
Önceden beyin göçü sorunuydu, ancak şimdi bu eğilim tersine dönmüş durumda. 2002 yılında, savunma sanayi ihtiyaçlarımızın %80’ini dışarıdan temin ediyorduk. Bugün ise bu oran %45’e düşmüştür. 2023’e gelindiğinde bu oranı neredeyse %100’e yaklaştırmayı hedefliyoruz. Uluslararası şirketlerle ortak projeler yürüteceğiz. Dünya giderek daha da küçülüyor. Artık marka birçok uçağın yedek parçalarını ülkemizde üretiyor ve dünya genelinde dağıtıyoruz, örneğin Boeing gibi. Savunma sanayimize verdiğimiz desteği artırmalıyız.
Dünya, maalesef vicdansızlıklarla dolu. Bu gerçeği göz ardı etmemeliyiz. Uluslararası ilişkiler büyük ölçüde siyasi, stratejik ve ekonomik çıkarlar üzerine kurulu. Bizim de kendimize göre prensiplerimiz var ve olacak. Ancak bizim değerlerimizle diğerlerininki arasında büyük farklar bulunuyor.
Dost ve kardeş ülkeleri, sahip olduğumuz imkanları paylaşma konusunda ayrım yapmıyoruz. Balkanları baktığımızda, insanları görüyoruz. Ancak diğerleri bu bölgeleri petrol, doğalgaz veya pazar olarak görüyor.
Son Savunma Sanayii Fuarı’nda yaşanan canlılık ve hareketlilik bunun bir göstergesi oldu. TUSAŞ ve diğer sanayi kuruluşlarının bu anlayışla çalıştığına inanıyorum ve bu projelerin ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.