Sevimli mi Şeytani mi Bu Oyun Kafanı Karıştıracak; 2020’de Animal Crossing: New Horizons ile gelen huzurlu ada yaşamı deneyimi, birçok oyuncunun kalbini kazanmıştı. Ancak bu tatlı deneyim, bir noktadan sonra tekdüzeleşmişti. Cult of the Lamb, bu monotonluğu kıracak, sevimliliği karanlık ritüellerle harmanlayan, sıradışı bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.
Kuzu Geri Döndü – Hem de Bir Tarikat Lideri Olarak
Oyunun hikayesi oldukça ilginç: Dört tanrı tarafından kurban edilen bir kuzuyu oynuyoruz. Ancak ölümden sonra beşinci ve zincire vurulmuş bir tanrı tarafından diriltiliyoruz. Karşılığında tek yapmamız gereken onun adına bir tarikat kurmak. Bu başlangıç noktası, oyuncuyu hem görsel hem de yapısal olarak benzersiz bir evrene çekiyor.
Roguelike Dövüş Sistemiyle Akıcı Aksiyon
Oyunun dövüş mekaniği, beklentilerin ötesinde tatmin edici. Rastgele oluşturulmuş zindanlarda çeşitli düşmanlara karşı savaşırken, saldırıların hissiyatı oldukça “crunchy” ve doyurucu. Kuzu karakterimiz, çeşitli silahlarla düşmanlara karşı koyarken, zamanlamaya dayalı sıyrılma hareketleriyle savaşın temposunu dengeliyor. Özellikle final boss savaşlarında kullanılan rastgele güçler ve silahlar, oyunun tekrara düşmesini engelliyor.
Büyü benzeri “Lanetler” ise güzel düşünülmüş ama kullanımı sınırlı. Kısıtlı enerji (Fervor) sistemi nedeniyle sürekli kullanmak mümkün değil, bu da bazı oyuncuların odak noktasını dövüşten çok kaçınma ve fiziksel saldırılara kaydırmasına neden olabilir.
Üssünü Kur, Tarikatını Yönlendir – Sevimli mi Şeytani mi Bu Oyun Kafanı Karıştıracak
Bir tarikat lideri olarak sadece dövüşmek değil, aynı zamanda takipçilerini yönetmek ve tarikat üssünü büyütmek de görevimiz. Başlangıçta şirin görünen bu sistem zamanla ciddi bir kaynak yönetimi oyununa dönüşüyor. Takipçileri beslemek, görevlerini yerine getirmek, ritüeller düzenlemek derken dekoratif zevkler ikinci plana düşüyor.
Oyuncu, kendi tarikatını görsel olarak özelleştirmek istese de oyunun mekanikleri bunu sürekli erteliyor. Giderek işlevselliğe ve üretkenliğe dayanan bir “üretim tesisi”ne dönüşen tarikat, başta vaat edilen yaratıcılıktan uzaklaşıyor.
Lider mi? Yoksa Zalim Bir Patron mu? Sevimli mi Şeytani mi Bu Oyun Kafanı Karıştıracak
Oyun ilerledikçe oyuncu kendini artık bir ruhani liderden çok, verimlilik odaklı bir yönetici gibi hissediyor. İlk saatlerde takipçilerini evcil hayvanlarına veya arkadaşlarına benzeterek kişiselleştiren oyuncu, zamanla bu duygusal bağı yitiriyor ve tamamen sistemsel oynayışa geçiyor.
Yine de zindanlardaki akıcılık, taban inşasındaki gelişim hissi ve genel atmosfer oyunu ayakta tutuyor. Son saatlerde nihayet kozmetiklerle ilgilenmeye fırsat bulunsa da, bu keşke daha erken mümkün olsaydı dedirtiyor.
Sonuç: Kuzu Postunda Bir Tarikat Lideri
Cult of the Lamb, karanlık tema ile sevimliliği buluşturarak alışılmışın dışında bir deneyim sunuyor. Dövüş sistemi başarılı, kaynak yönetimi kısmı ise bazen keyifli, bazen de yorucu. Estetik düzenlemelere zaman ayıramamak küçük bir hayal kırıklığı yaratsa da, genel olarak oyun hem mekanikleriyle hem de atmosferiyle tatmin edici bir deneyim vadediyor.