Google’ın kullanıcı eylemleri ve sahip olunan veriyi kullanıcılara sunma noktasında çalışan bir çok sistemin alt yapısını oluşturan TensorFlow adlı “machine learning” sistemi, aslında Google’ın yapay zeka noktasında elde ettiği deneyimin hayat bulmuş hali. Şirketin kullandığı sistemlerin ikinci nesli olarak da lanse edilen bu alt yapı açık kaynak kodlu hale geldi.
Burada dikkat çekici nokta asıl önemli olan konunun alt yapı mı yoksa bu alt yapı ile elde edilen veri mi olduğu. Machine Learning noktasında deneyim anlamında dünyanın en kapsamlı alt yapıya sahip isimleri arasında Google adının tepelerde yer alacağına şüphe yok. İşte internet devi şirket de zaten tam olarak buna güveniyor.
TensorFlow kullanılarak belki çok daha gelişmiş sistemler kodlamak teorik olarak olanaksız değil ancak Google kimsenin kendisi kadar iyi bir arama algoritması inşa edemeyeceğinden emin olduğundan teknolojinin çekirdeğini açık hale getirmekte bir sakınca görmüyor. Sonuçta gelişen web teknolojileri olacak ve web’in gelişmesi de her zaman için en çok Google’a yarar sağlayacak.
Bugün internetin köşe başlarını tutmuş diyebileceğimiz 3 büyük şirket var. Bunlar Google, Facebook ve Apple. Google internet özgür olsun, duvarlara hapsolmasın istiyor. Facebook ise insanlara her şeyi Facebook içinde sunmanın peşinde. Apple tarafı ise uygulamaların üstünde işleyen bir dünya beklentisinde.